23 Aralık 2014 Salı

KORKUYORUM

Hepimizin kaçtığı bir şeyler var hayatta, yüzleşmekten korktuğu yok saydığında yok olacağını umduğu bir şeyler. Ne kadar az anlıyoruz aslında birbirimizi, herkes sadece kendi söylemek istediğini söylüyor. Anlaşılmayı bekliyor ama anlamak istemiyor. Dinlemenin de pek işine geldiği söylenemez. En çok yok sayılmaktan, istenmemekten, onay görmemekten korkuyor. Çocukken en sık yaşadığımız duygu hali, bütün hücrelerimize sirayet etmiş. Kimse bunlardan korkarak davrandığının farkında değil. Ya ben süper dehşet bir insanım diyor ya da ortası yokmuş gibi ben ne zavallı talihsiz birisiyim.


Bazen uyanıyorum tüm bunların ortasında, insanların sağa sola koşturan bir rüyanın içindeki hallerini
görüyorum. Yalnız da hissediyorum kendimi, sessizce susuyorum. Bu anlarda söylesem de hiç bir şey olmuyor uyandıramıyorum karşımdakini. Daha fazla egoyla bana saldırmasından, rüyasında gördüğü canavarı kovalamasından başka bir şey yaşanmıyor o anda. Sonra ben de yeniden uyuyorum. Uyanmak istemediğimden mi, uyandığımda yapayalnız kaldığımdan mı, yoksa gözlerimdeki uyku mahmurluğuyla daha fazla uyanık kalmaya dayanamadığımdan mı bilmiyorum. O acının içine atıyorum tekrar kendimi, yel değirmenlerine savaş açıyorum. Olmayan şeyler için dertlenip rüyamı gerçek sanıyorum.
Sonra yine uyanıyorum. Kızıyorum kendime, saçmalamama, olmayanı gerçek sanmama, çiçek bahçesindeki arıyı gördüğüm için korkuyor olmama. Sonra hayat ağır geliyor, taşıyamamaktan korkuyorum. Hak edememekten, buraya gelme nedeni mi gerçekleştirememekten, o rüyanın içindeki pırıltılara kapılıp olmayan şeylerin peşinden koşmaktan korkuyorum. Biraz korkağım doğru ama biraz da cesur oluyorum bazen, uyandığımda. Oysa tekrar uymaktan korkmalıyım salt, cehenneme geri dönmekten korkmalıyım, dualiteye dalmaktan korkmalıyım. Korkmuyorum. O kadar alışık ki bilincim uyumaya, saniyesinde damarlarıma uyuşturucu gibi beni bilinenin hoş sularına çekiyor. Sağa sola saldırmaktan, öfke duymaktan, kıskanmaktan, hırçınca oradan oraya savrulmaktan, ağlamaktan, bağırmaktan gizli bir haz duyuyor benliğim. Bildiğim tek yaşama şekli bu, diğeri beni korkutuyor, korkmamam gereken asıl o iken gerçeğe uyanmaktan korkuyorum. Kimim ben, nereden geldim? İçimde benimle birlikte neleri getirdim? Ne yapmalıyım? Nasıl yapmalıyım? Kim olduğumu anlamaktan korkuyorum, bu güne kadar yaşadığım her şeyin kocaman bir yalandan ibaret olduğunu fark etmekten ve sevmekten korkuyorum. Öpüldünüz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder