8 Aralık 2014 Pazartesi

ÜNLÜ MÜYÜZ? GÖNÜLLÜ MÜ?

Herkeste bir ünlü olma telaşı var bu ara. Televizyonlar, yarışmalarda kendi paralayan insanlarla dolu, sırf ünlü olmak tanınmak için. Geçmişte de bu tip insanlar yok değildi. Her dönemde olmuştur. Fakat gittikçe ve ne kadar kolay şöhret olunduğunu gördükçe bu sayının hızla arttığını düşünüyorum. Öyle kolayca şöhretin,, kolay bir unutuluşa götüreceğini de hesaplıyorlardır umarım bu çabadakiler.

Nedir bu kendini tanıtma ihtiyacı. Sadece oyuncu olmak, televizyona çıkmak isteyenler de değil. Sosyal medyada da bir varlık ispatı telaşı görüyorum. Herkes ben buradayım, hala yaşıyorum demenin peşinde. Paylaşımlarında, kendilerinden pek bir şey katmadıkları gibi, sürekli o filozofun bu filozofun sözlerini alıp kopyala yapıştır yapıyorlar. O kopyaladıkları filozofla ilgili bir kaç soru sorsan kaçı buna cevap verebilir bilmiyorum.

Birkaç sene önce okuduğum Milan Kundera'nın ölümsüzlük kitabı geliyor aklıma, orada ünlü bir yazarın hayatında sürekli olabilmek için çaba gösteren bir kadından bahsediyordu ve bunun aslında insanın ölümsüzlük ihtiyacından kaynaklandığını söylüyordu. Biraz durum bu gibi geliyor. Eskiler, sadece çocuk yaparak ölümsüzlüklerini garanti altına alma iç güdüsündeyken, (ki bu hala sürüyor paylaşılan çocuk fotograflarından bu net bir şekilde anlaşılıyor) şimdilerde bunun yetmemesi üzerine gittikçe artan bir çılgınlıkla varlığını ispat etmek, bu dünyada ben de yaşadım demek istiyor insanlar.

Biz ölümlü müyüz? Bu soruya dair pek çok cevap verebilirim. Geçenlerde izlediğim Interstellar filminde Matthew McConaughey yanından ayrılacağı on yaşında kızına yaptığı konuşmada, bizler artık çocuklarımıza anı olmak için yaşıyoruz demişti annen bana şimdi ne demek istediğini daha iyi anladım, diyordu. Bir çok felsefe var, enerjiyiz yok olmuyoruz, yeniden doğuyoruz, cehenneme gidiyoruz ya da cennete vs. pek çok şey sıralayabiliriz. Ama ben ölümlü olduğumuzu düşünmüyorum. Beden ve zihin olarak tamamen yok olsak da üst üste koyduğumuz her yeni şeyle biz yaşamayı sürdürüyoruz. Bir şekilde katkı yapıyoruz hayata. Belki diğerlerinin belleğinde kalmayacağız hiç bir şekilde ama dünyanın belleğinde, uzayın belleğinde yaptıklarımız bir yer bulacak.

Bunun için, ünlü olmaya çalışmanın, kendini ön planlara atıp ben buradayım diye içsel bir haykırışa girmenin lüzumu yok. Birazdan uyanıp hepsi rüyaydı da diyebilir birisi size. Bir mağarada bile yapayalnız yaşayabilirsiniz yeri gelir. Siz yapmanız gerekeni yapıyorsunuz zaten. Yaşama gelerek, o ilk nefesi içinize çekerek ölümsüz oldunuz bile. Yakalamamız gereken tek şeyin içimizdeki huzuru fark etmek olduğu gerçeğini anladığımızda, kim olduğumuz değerini yitirecek. Sadece ben varım, diyebileceğiz belki. Belki onu bile demeye ihtiyaç duymayacağız. Öpüldünüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder