365 Günün Tao’su
16 Ocak
SIRADAN
Şemsiye, ışık, manzara, gökyüzü Kutsal olanın dili yoktur.
Kutsal olan sıradandır.
Hiç kimse manevi olanı sıradan şeylerle karşılaştırmadan tanımlayamaz. Kutsal kitaplardan biri, ruhani sözü bir ‘koruma şemsiyesi’ olarak tanımlar. Başka biri tanrının ışık olduğunu söyler. Cennetin göklerde olduğu düşünülür. Hatta cinselliği reddeden zahitler bile aydınlanmayı tanımlamak için erotik imajlar kullanırlar. İnsanlar ruhani olanı anlatmak için metaforlara başvururlar.
Ezoterik diller bile sonradan icat edilmişlerdir ve onun dışında kalanlar için şaşırtıcıdırlar. Kutsal sözcükler inisiye olmayanlara hep bu şekilde gözükürler. Kişi onları okumayı öğrenince mesajları anlayıp kavrar. Artık imajlarını merak etmeyiz, çünkü sözlerin gösterdiği gerçekliği keşfetmişizdir.
İçinde ürünün nasıl kullanılacağını anlatan talimatları olan bir eşya satın aldığınızda bu talimatları uygularsınız, ancak onları pek fazla önemsemezsiniz. Manevi alanda ustalık da bundan çok farklı değildir. İşi nasıl yapacağınızı anladığınızda talimatlar artık önemini yitirir. Kendinize mal ettiğiniz ruhanilik, oynadığınız top oyunundan, yaptığınız işten, kullandığınız arabadan, sevişmenizden farklı değildir. Tao’yu sürekli olağanüstü bir varlık olarak değerlendirirseniz, o zaman o hep bilinmeyen bir şey olarak sizin dışınızda kalır: bir mit, bir fantezi, adlandırılamayan bir nicelik. Ama onu bilince, tanıyınca, artık o sizindir ve günlük yaşamınızın bir parçasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder