365 Günün Tao’su
26 Ocak
KENDİNİ ADAMA
Sunaktaki imajlar
Ya da içimizde hayal ettiklerimiz
Onlara dua ederiz,
Yanıt verirler mi bize?
Bilgeler bize kendini adamanın ne kadar önemli olduğunu söylerler. Böylece sunakların önünde diz çöker, bağış sunar ve adağımızı yerine getiririz. Meditasyonlarımızda bize tanrıları içimizde görmemiz, güç ve bilgi kazanmak için onlardan yardım dilememiz öğretilir. Ustalar tanrıların olmadığını söyleyene değin büyük bir içtenlikle böyle yapmaya devam ederiz. O zaman da kafamız karışır.
Sunaktaki yontu sadece ağaç ve altın varaktan yapılmıştır, oysa bizim saygı duymak için duyduğumuz gereksinim gerçektir. İçimizdeki tanrı bizim zihnimizde canlandırdığımızdan başka bir şey olmayabilir, oysa bizim yoğunlaşmak için duyduğumuz gereksinim gerçektir. Cennete yüklenen özellikler ütopik varsayımlar olabilir, ne var ki bu mesellerin özü gerçektir. Öyleyse tanrılar insan zihninin olağanüstü yüzlerini ve birtakım ilke ve kural dizilerini yansıtır. Kendimizi tanrılara adadığımız zaman, daha derin yönlerle duygu ve düşünce alışverişine gireriz.
Sembolizme tapındığımız düşüncesi bizi rahatsız edebilir. Salt elle tutulur, maddesel ve bilimsel olanı kabul etmek üzere eğitiliriz. Salt sembolik olana kendimizi adamanın yararı konusunda kuşku duyarız, öte yandan bu tür ululamalar gerçek bir kişisel dönüşüme yol açtığında kafamız karışır. Ancak tapınma, duygu ve düşüncelerimizi kesinlikle etkiler. Bilgeler tanrıların olmadığını söylediklerinde her şeyi anlamanın anahtarının kendi içimizde olduğunu anlatmak isterler. Dışsal tapınma, yalnızca içimizdeki kurtuluşun gerçek kaynağını gösteren bir yoldur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder