YENİ YIL YENİ BİR GEÇİŞ
Neden bu kadar sonlara meraklı bu insanlık diye düşünmeden edemiyorum. Oysa yeni başlangıçlarda yapılıyor, Her sondan bir yeni çıkıyor. Bu gözle değerlendirmek gerek hayatı. Ve her gidenin arkasından gelen ondan daha iyi oluyor. Buna inanarak ve bu akışa güvenerek endişesiz geçirmek gerek hayatı. Ama ölüm gibi bir bilinmezi hergün kendine unutturmaya çalışan insan oğlunun değişik ve felaket içeren sonları beyinlerinde kurgulayıp durmaları da mantıksız değil. Hayatın ölümle bitmeyeceğini oysa hepimiz biliyoruz. Her inanışta, hatta inanmayan ateislerde bile bir devam söz konusu. Bitki olarak, toprak olarak devam ediyoruz. Yani orada da yeni bir geçiş hali var.
Bu yüzden hayata daha olumlu bakmayı öneriyorum. Dünyanın yeni bir şeylere başlaması için illahi bir yıkımın toplu bir katliamın olmasına da gerek yok. Zaten biz her gün yeni bir şeylere başlıyoruz. Bu geçiş hali bizim fıtratımızda var. Yeniyi sevgiyle kabullenmeyi ve sevgi halini tüm dünyaya yaymayı seçerek, yapacağımız her geçişi kolay ve yumuşak hale getirebiliriz. Kalbimizin üstüne birikmiş tüm tortuları, tüm kiri pası silecek şey oraya sevgi tıhumunu ekmekten geçiyor. Belki tohum hemen filiz vermeye bilir. Yılların alışkanlığı, paslanmış bir kalbi hemen en coşkun hale getirmeyebilir. Ama adım adım ve süreç içerisinde, bunu yapmaya ve bu olmaya niyet edersek, yapamamamız için hiçbir neden yok. Bir Hint Atasözü Der ki ; Eğer bir kişi yaptıysa, herkes yapabilir. Birçok kişinin dilinden düşürmediği Kıyamet (Ayağa Kalkmak) sarsıcı bir süreç olabilir ya da kolayca geçilebilir. Tamamen bizim elimizde.
Bu nedenle biz hiçbir yıkıma, yok oluşa, hiç bir sonlanmaya gerek olmadan yumuşacıkça tıpkı 31 Aralığı 01 Ocağa bağlayan gün geçişi nasıl sukunet içerisinde sakince geçiyorsa Yeni Çağa da öyle sakince gireceğimize ve her şeyin insanlık için öncesinden harika olacağına inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder